Anadolu Medyasında Gelişim Çizgisi

11-17 MAYIS 1998 SAYI: 166 SAYFA: 9

24 Nisan 1998 günü Fırat Havzası Gazetecileri Cemiyeti Başkanlığı ile Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Dekanlığı’nın ortak organizasyonu sonucunda, Elazığ’da “Anadolu Medyasında Gelişim Çizgisi” başlığını taşıyan bir panel yapıldı. Bu panelin amacı; Anadolu’da bulunan görsel ve yazılı basının sorunlarının tartışılması ve çözüm önerilerinin üretilmesi idi.

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ertan Oktay, öğretim üyeleri Prof. Dr. Eyüp Sanay, Prof. Dr. Naci Bostancı ve Basın-Yayın Genel Müdür Yardımcısı Nuray Altan’ın katılımıyla bu panel gerçekleşti. Anadolu basınının başlıca sorunlarının ele alındığı bu panelde, özellikle radyo, televizyon ve yazılı basında çalışanların bir bölümünün hizmet içi eğitim görmelerine ihtiyaç olduğu vurgulandı. Türkiye’de 1991 Yılı ile birlikte özel radyo ve televizyon şirketlerinin çoğalması sonucunda, bu alanda eğitim görmemiş birçok elemanın bu sektörde çalışmaya başladığı, insan hak ve hürriyetine olan saygının ortadan kalktığı, verilen haberin doğruluğu onaylanmadan, kişilerin aleyhine yazılar yazılabildiği konuları üzerinde duruldu.

Kuruculuğunu yaptığım ve 1992’den beri aralıksız her gün yayın yapan tek üniversite televizyonu kimliğine sahip Fırat Televizyonu’nun Genel Koordinatörü olarak bu konuda siz değerli okuyucularıma bazı görüşlerimi sunmak istiyorum.

Özel radyo ve televizyon şirketlerinin çoğalması, Türkiye’de görsel ve yazılı basın anlayışında önemli bir değişime neden olmuştur. Mahalli televizyonlar, bulundukları kentin gözü-kulağı durumuna gelmiştir. Bunlar güzel gelişmeler. Ancak sorumsuz bazı kişilerin, haber yapıyorum diye ve de Türkiye’de örneğin Uğur Dündar’ı, Savaş Ay’ı taklit etme sevdaları yüzünden sorumsuzca görsel basında haber programlar yaptıkları görülmektedir. Tabi bunun sonucunda da son yıllarda mahkemelerde birçok tekzip ve tazminat davaları açılmaktadır.

Eline bir fotoğraf makinesi veya kamera alan ”Ben basınım” deyip sorumsuzca davranabiliyor. Bir çoğunun zaten basın kartı yok. Mahalli bir televizyonda adam yokluğundan bir köşe kapıp, program yapanların bir kısmının hali perişan. Doğru dürüst Türkçe konuşamayan, iki kelimeyi bir araya getiremeyen, bozuk ve argo Türkçe’si ile ahkam kesen birçok programcıya rastlamak mümkün. Mahalli televizyonların özellikle de spor programlarını sunan bazı program yapımcıları ise daha da ilginç davranışlar içerisine girebiliyorlar. Ulusal büyük televizyonların spor programlarının yorumcularını taklit etmeye çalışıyorlar. O esnada o kişi, hem antrenör, hem teknik menajer, hem klüp başkanı, hem yönetim kurulu başkanı gibi kendini görebiliyor. Canlı yayın bağlantısıyla programa aldıkları konuklarıyla sert ve seviyesiz tartışmalara girebiliyorlar. Tabi yaptıkları programları yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar. Bir de Gazeteciler Cemiyetini ele geçirmişlerse, “Başarılı Gazeteci Ödül Törenleri” yaparak, bol bol plaket dağıtıyorlar. Kendilerine de plaket almayı ihmal etmiyorlar.

Kanımca özel radyo, televizyon gibi görsel basın yanında, yazılı basında çalışan ve adam yokluğundan kendini “Basın mensubuyum” sanan birçok personeli hizmetiçi eğitimlerden geçirerek, belirli bir basın kültürü seviyesine çıkartmak zorundayız. Basın yasamız ise, günün ihtiyacına cevap veremez durumda. Mahkeme ile tekzip kararı alınıyor, ancak ilgili gazete tekzibi yayınlamayıp, çok düşük seviyelerde kalan cezasını ödemeye razı oluyor. Haksız yere aleyhine yazı çıkan vatandaşımız ise, tekzip yayınlansa bile kimilerinin kafalarında soru işareti bırakmaya devam ediyor. Kaldı ki eğer sade vatandaş, bu tür bir muameleye önceden maruz kalmamışsa, tekzip nasıl olur, usulü nedir bilmiyorsa, tekzibi yayınlatmak istediğinde, dava açma süresinin geçtiğini fark edince de iş işten geçmiş oluyor. Enformasyon teknolojisindeki modern ve hızlı gelişmeye ayak uydurmak için, kendini basın mensubu zanneden bazı elemanlarının da iyi bir hizmetiçi eğitimden geçirilmesi gerekir düşüncesindeyim. Bu işin sorumluluğunu da İletişim Fakülteleri ile diğer ilgili kuruluşlar üstlenmelidir.

YAZIYI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir