Prof. Dr. Asaf Varol
avarol@firat.edu.tr
5.12.1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Türkiye’nin fikrî haklar alanındaki ihtiyaçları için uzun yıllar kullanılmıştır. Ancak, elli yıla yaklaşan bu süre içinde dünyada ve Türkiye’de önemli değişiklikler meydana gelmiş ve söz konusu Kanun ihtiyaçlara cevap vermez duruma gelmiştir.
21 inci yüzyıla girerken, çağdaş teknolojideki her gelişme, yaratıcı ifade biçimi açısından yeni imkânlar sunmakta ve her gelişme beraberinde yeni hukukî dengelerin oluşturulması zorunluluğunu ortaya çıkartmaktadır. Uluslararası anlaşmalar nedeniyle, kanunlarımızın yetersiz kaldığı durumlar yaşanabilmektedir. Uluslararası anlaşmalara imza koyan ülkeler iç hukuklarını bu değişim ve gelişmelere paralel olarak ve bu anlaşmalara uyum sağlayacak şekilde düzenlemek zorunda kalmaktadırlar. Bu nedenle, ilk olarak 1983 yılında, 2936 sayılı Kanunla 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun bazı maddeleri değiştirilmiştir.
Gümrük Birliği çerçevesinde 1/95 sayılı AT-Türkiye Ortaklık Konseyi Kararı Ek No. 8’de yer alan sorumluluklarımız doğrultusunda, Konsey Direktiflerine uyum sağlamak amacıyla 12.6.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4110 sayılı Kanunda bazı değişiklikler yapılmıştır.
4110 sayılı Kanunun kabulünden sonra, “İcracı Sanatçılar, Fonogram Yapımcıları ve Yayın Kuruluşlarının Korunmasına Dair Roma Sözleşmesine” ve “Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesinde Değişiklik Yapan ve 1979’da Tadil Edilen Paris Metnine” Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkındaki Kanunlar 12.7.1995 tarihli ve 22341 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Ancak 4110 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yeniden teknik düzeyde yapılan çalışmalar sonucunda, Kanunun bazı maddelerinin yukarıda sözü edilen uluslararası sözleşmelerle uyumsuz olduğu tespit edilmiştir.
Bilişim ve İletişim alanındaki hızlı teknolojik gelişmeler yüzünden kısa sürede ihtiyaçlara cevap vermeyen kanun, tüzük, yönetmelik ve yönergelerle karşılaşmak mümkündür. Örneğin İnternet’in yaygın kullanılması sonucunda, İnternet üzerinden kullanıma sunulacak bilgiler ile ilgili Türkiye’de henüz yasal bir düzenleme ortada bulunmamaktadır. Web ortamında sunulan bir eseri, birileri izinsiz kullansa ne ceza verileceği henüz bilinmiyor. O nedenle yeni teknolojilere uygun yasal düzenlemeleri zaman geçirmeden devreye sokmak gerekir.