Iletişim Fakülteleri Dekanları Toplantısı

Prof. Dr. Asaf Varol
avarol@firat.edu.tr

İletişim Fakülteleri Dekanları; İletişim Fakültelerinin yeniden yapılandırılması, aralarındaki ilişkilerin kuvvetlendirilmesi, İletişim Fakültelerinin radyo ve televizyon birimleri kurarak özel radyo ve televizyonlara benzer yayınlar yapmasını engelleyen 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanunun değiştirilmesi, İletişim Fakülteleri arasında Uzaktan Eğitim yöntemleri ile karşılıklı olarak derslerin verilmesinin sağlanması, sinema ve telif haklarının gözden geçirilmesi, basının sorunlarının ele alınması vb konularda görüşmelerde bulunulmak üzere, 21 Eylül 2000 tarihinde Safranbolu’da toplandı.

Toplantıya Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aysel Aziz, Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aydın Uğur, Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Işık Özkan, Selçuk Üniversitesi’nden Dursun Ali Dinç, Fırat Üniversitesi’nden Prof. Dr. Asaf Varol, Mersin Üniversitesi’nden Dursun Gökdağ, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alemdar Yalçın, Ankara Üniversitesi’nden Oğuz Onaran, Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Merih Zırhlıoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Dilruba Çatalbaş, Başkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Belma Akşit, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zafer Doğan, Maltepe Üniversitesi’nden Ersan İlal ve Anadolu Üniversitesi’nden de Yrd. Doç. Dr. Nejdet Atabey katıldılar.Toplantıya katılanların mensup oldukları üniversitelere dikkat edilecek olursa, vakıf üniversitelerinin önemli bir bölümünün öncelikle İletişim Fakültelerini kurarak eğitim verdikleri görülür. İletişim Fakültelerinin “Radyo, Televizyon ve Sinema”, “Gazetecilik” ve “Halkla İlişkiler ve Tanıtım” bölümlerinden mezun olan öğrencilerin son yıllarda çoğalan özel radyo ve televizyon şirketleri sayesinde iş bulmalarının kolaylaştığı belirtiliyor. Ancak özel radyo ve televizyon şirketlerinde çalışan birçok elemanın İletişim Fakültesi mezunu olmadıkları da bilinen bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Yerel yayın yapan radyo ve televizyon şirketlerinde program sunucusu, spiker olarak çalıştırılacak elemanların Türkçe’yi çok iyi kullananlar arasından seçilmesi zorunluluğunun getirilmesi gerekir. Çünkü bu konumda olan kişilerin kullandıkları Türkçe, toplum bireylerinin kullandıkları Türkçe üzerinde etkili olabilmektedir. Çocuklarımız radyo veya televizyondan işittikleri bir argo sözcüğü önce taklit amacıyla kullanmaya başladıkları, ancak bilahare o sözcüğün kalıcı olarak çocuklarımızın diline yerleştiği durumlar ortaya çıkabilmektedir.

İletişim Fakültesi Dekanları toplantılarında önemli kararlar alınarak ilgili yerlere sunuluyor. Çözüm olarak gösterilen önerilerin bazılarının yetkililerce kabul görmesi sevindiricidir. Bazı önerilerin kanun değişikliği gerektirmesi ise ancak Türkiye Büyük Millet Meclisimizdeki milletvekillerimizin konuya gösterdiği ilgi kapsamında ilerleyebiliyor. O nedenle milletvekili de olsalar, vizyon değişikliği için bazılarına hizmet içi eğitimler verilmeli diye düşünüyorum.

YAZIYI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir