Prof. Dr. Asaf Varol
avarol@firat.edu.tr
1990 öncesinde işitsel ve görsel medya denildiğinde sadece TRT’ye ait radyo ve televizyonlar akla gelirdi. 1991 Yılında Star1 adıyla özel bir televizyon kuruluşunun yurtdışından yaptığı televizyon yayınları, ülkede iletişim alanında şok gelişmeler yaratmıştı. Ardı ardına radyo ve televizyon şirketleri ortaya çıkmıştı. Özgürlük ve demokrasi adına yapıldığı söylenen yayınların bazılarında, ülkenin birlik ve bütünlüğünü yok etmek, ülkeyi parçalamak gibi emellerin yattığı gözden kaçmıyordu.
Bu olağanüstü gelişme karşısında elde bir yasanın olmayışı, yasa dışı yapılan yayın odaklarını daha da güçlendirmiş, özgürlük ve demokrasi adına kişilik ve toplum haklarına saldırılar başlamıştı. Nihayet 1994’de 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun devreye girmiş ve kısa adıyla RTÜK denilen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ortaya çıkmıştır. RTÜK, yasadışı emeller için kurulan radyo ve televizyonların yayınlarını engellemede başarı sağladığı söylenebilir. Ancak RTÜK, olur olmaz gerekçelerle uyguladığı sansürler yüzünden de eleştiri odağı olmaya devam etmektedir.
Gerilla savaşı sürdüren bir çok örgütün İnternet’te Web sayfaları üzerinden yazılı, görsel ve işitsel yayınlar yaptığını biliyoruz ve görüyoruz. Bir telefon hattı, bir bilgisayarı ve modemi olan her birey bu tür yayınlara rahatlıkla ulaşabilmekte, elektronik posta gönderebilmekte, forumlara katılabilmektedir.
1989’da Çin’deki öğrenci hareketlerinin dış dünya ile bağlantısı telefon ve faks hareketleri ile yapılmıştı. O dönemlerde henüz İnternet bugünkü özelliklere sahip değildi. Çin’in Kuzey batısında yüzyıllardır toprakları işgal altında tutulan sayıları yirmi milyon civarında olan Uygur Türkleri (Doğu Türkistan) jeopolitik açıdan son derece önemli bir yer olan Sincan Eyaleti’ne sahiptirler. Sincan Eyaleti 21. Yüzyılda Orta Asya’dan Çin’in doğusuna ve Japonya’ya ulaşacak olan doğal gaz ve petrol boru hatlarının geçeceği yerde bulunmaktadır. Bu nedenle de Sincan Eyaleti, Çin Hükümeti açısından ayrılıkçı hareketlerin son elli yıldır yoğun bir baskı ile yok edilmeye çalışıldığı ve Çin tarafından 1996 yılına kadar nükleer denemelerin yapıldığı bir bölge konumundadır.
Uygur Türkleri seslerini İnternet üzerinden duyurmaya çalışıyorlar. Çin Hükümeti ne kadar engellemeye çalışsa da İnternet üzerinden mekanı belirsiz bir noktadan yapılan yayınları durdurmasına gücü yetmeyecektir. O halde İnternet, devletlerin egemenliğini azaltabilecek hareketlerin gizli bir silahı olarak kullanılması söz konusudur.