Prof. Dr. Asaf Varol
avarol@firat.edu.tr
avarol@elaziz.net
1 Haziran 2001 günü Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti, başarılı bazı medya çalışanlarına ödül verecek. Her yıl bu tür faaliyetler sürdürülüyor. Geçen yıl bu ödül törenini Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti birlikte düzenlemiş ve tören büyük yankı uyandırmıştı.
Üzülerek belirtmek gerekir ki Elazığ gibi küçük bir ilde iki ayrı gazeteciler cemiyetinin olması, Elazığlılar olarak bir araya gelme ve birlikte çalışmada kendimizi aşamamamızdan kaynaklanıyor. Elazığ dışındaki Elazığlılar bir araya gelip iyi kötü birlikte hareket edebilirken, aynı manzarayı Elazığ’da gösteremiyoruz. Nedeni açık, her kes en büyük benim sevdasında. Oysa birlikten güç doğduğunu, nedense tünden unutuyoruz.
Elazığ’da medyamız ikiye bölünmüş durumda. Bölünmenin temeline baktığımızda ceviz kabuğunu doldurmayan nedenlerin yattığı görülür. İnsanlar biri birini sevmek zorunda değildirler. Ancak toplum hak ve menfaatleri söz konusu olduğunda bir araya gelmeyi bilmeli ve birlikte hareket edebilmelidirler.
Bu tür faaliyetlerde bir konsensüs sağlanmalı ve müşterek çalışmalar yapılabilmelidir. Benim gönlümde yatan ikinci bir cemiyet kurmak yerine demokratik kuralların işlerlik kazandığı, fikirlerin serbestçe tartışılabildiği, gerektiğinde münakaşa dahi edilebildiği ama o ortamdan çıkıldığında ise kol kola girilebildiği bir ortamdır. Bu durum sağlanabildiği takdirde çok güzel faaliyetler sürdürülebilir.
Bu ödül törenine İletişim Fakültesi olarak herhangi bir katkımız bulunmamaktadır. Ancak davetlerine katılacağım. Elazığ Gazeteciler Cemiyeti bir faaliyet düzenlese ve davet ederlerse oraya da katılırım. Çünkü kişisel sürtüşmelerin ön plana çıkartılması ve ona göre davranılmasını yanlış buluyorum.
Ödül töreninde Elazığ Gazeteciler Cemiyeti bir sürpriz yapıp ödül törenine katılması, büyük olay ve yeni bir sürecin başlangıcı olur. Bu güzelliği yaşamak için birilerinin önderlik etmesi ve özverili davranmasını bekliyorum. Çünkü yarın bir grup daha cemiyetlerden bir vesile ile ayrılıp yeni bir cemiyet kurmaya kalkarsa, bu iş nereye varır?
Ulusal düzeyde yapılan ödül törenlerinde Türkiye’de politik olguların göz önüne alındığını hep birlikte yaşıyoruz. Bakıyorsunuz Türk medyasında bir sanatçı ödül alabilirken, çok daha başarılı diğer bir sanatçının yüzüne dahi bakılmıyor. Temelinde politik tasarrufların yattığı durumlar olabiliyor. Oysa verilen ödüller sanatçının politik görüşüne değil, yaptığı esere verilmeli? Bu yanlışlığı düzeltmek, mevcut yapı içerisinde imkansız gibi görülüyor.
Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyetinin ödülüne layık görülenleri kutlar, bundan sonraki yıllarda ödül törenlerinin daha seçici olacağını ümit ederim.
Yorum (1)
Veta| 5 Temmuz 2024
You really make it seem so easy with your presentation however I in finding this
topic to be really one thing that I feel I might
by no means understand. It seems too complicated and extremely wide for me.
I’m having a look ahead to your next post, I’ll try to get the
grasp of it!