Prof. Dr. Asaf Varol
12 Aralık 2007 günü İstanbul’da Hilton Otelinde Aydın Doğan Vakfı Genç İletişimciler Ödül törenine katılmıştım. Her yıl Aydın Doğan Vakfı (ADV) tarafından genç iletişimciler için yarışmalar düzenlenmekte ve layık görülen eser sahiplerine çeşitli ödüller verilmektedir. Ödül alan iletişim fakültelerinin dekanları da bu toplantıya davet edilerek, kendilerine teşekkür plaketleri verilmektedir. İletişim ödülleri alanında en kapsamlı bir etkinlik olup, bu ödülü alabilmek, ayrıcalıklı durum olarak değerlendirilebilmektedir.
Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, Vali Muammer Güler, Doğan Medya Gurubu Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Doğan Medya grubunda çalışanların önde gelen bazı spikerleri, program yapımcıları (Uğur Dündar, Mehmet Ali Birand vb), rektörler, bazı iletişim fakültesi dekanları, kalabalık bir bürokrat grubu ve öğrenciler, ödül töreninde hazır bulunuyorlardı.
Bazı iletişim fakülteleri öğrencileri farklı kategorilerde ödüller alırken, birkaç iletişim fakültemizin yarışmaya katılmamış olmaları ya da gönderdikleri eserlerin ödüle layık görülmemesi, içimin burkulmasına neden oldu. Aslında bu durum kanımca yarışmaya katılmayan fakültelerin yöneticilerinden kaynaklanmıştır. Çünkü öğrencilerini bu tür yarışmalara yönlendirmeyen ve ısrarla teşvik yapmayan yöneticiler, elbetteki ödül alamayacak ve dolayısıyla kamuoyu varlıklarından bile haberdar olmayacaklardır. Kuruluşları çok yeni olmasına karşın bazı iletişim fakültelerinin birden fazla ödül almaları dikkatimi çekti. Demek ki bu fakültelerin yöneticileri işi biliyor ve yönlendirme yapmada başarılılar.
Fırat Üniversitesi bünyesinde 1991’li yıllarda FIRAT TV’yi kurmak bana nasip olmuştu. Bu televizyon birimi, ilk yerel üniversite televizyonu idi. Bu payenin mensubu bulunduğum üniversiteye ait olmasının haklı gururunu yaşıyorum. Üniversitelerin iletişim fakültelerinin radyo ve televizyon bölümlerinin yayın yapabilmeleri için dönemin iletişim fakülteleri dekanları olarak çok büyük mücadeleler vermiştik. 7 yıl süre ile verdiğimiz çabalar sonrasında 3984 sayılı kanunu değiştirebilmiş ve iletişim fakültelerinin yerel radyo ve televizyon birimleri kurmalarını sağlamıştık.
Bu günlerde üniversitelerin iletişim fakültelerinin radyo ve televizyon yayını yapabilmelerini engellemek için birileri kanunu yeniden değiştirmeye çalışıyor! Bunun mücadelesini verenlerin neden rahatsız olduklarına anlam vermek mümkün değil. Bildiğim kadarıyla şu anda yayın yapan hiçbir üniversite televizyonu ya da radyosu para karşılığı reklam almamaktadır, sadece çarkın döndürülebilmesi için zaman zaman sponsor bulmaya çalışmaktadır. Bu kanunu değiştirmek isteyenler eğer sağduyulu davranıp da gerçekleri araştırmış olsalar, rant hesaplarının döndüğünü çok kolay bir biçimde anlayabilirler.
Ünivesitelerin iletişim fakültelerinin radyo-televizyon bölümlerinin yayın yapmaları kadar doğal bir olay olamaz. Bu üniversitelerimizin bazıları, sistemlerini kullanarak uzaktan eğitim çalışmalarını sürdürmektedir. Uzaktan öğretim, çağımızın modern bir eğitim aracıdır ve kullanılmaladır. İleriyi görmeyen ya da bilerek üniversitelerin yayın organlarını susturmak isteyenler ise bu mücadelelerinin bazı rant çevrelerine hizmet etmekten başka bir fayda sağlamayacağını ve dolaylı da olsa eğitimi engellediklerinin bilincinde olmalarını dilerim.