Prof. Dr. Asaf Varol
avarol@firat.edu.tr
3 Mayıs günü Fırat Üniversitesinde Medya ve Dil paneli yapıldı. Prof. Dr. Esma Şimşek’in oturum başkanlığını yürüttüğü panele, konuşmacı olarak Selçuk Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ile TRT sunucusu Zafer Kiraz katıldılar. Medyada sunucuların Türkçemizi nasıl yanlış kullandıkları ile ilgili çok çarpıcı örnekler verdiler. Cadde ve sokaklarda tabelalardaki İngilizce ve Türkçe karışımı kelimelerin oluşturduğu kirliliği dile getirdiler.
Verilen örnekler arasında TOPROCK kelimesi dikkatimi çekti. Tabelada aslında TOPRAK denilmeye çalışılıyor. Ancak İngilizce TOP=Üst ve ROCK=Kaya bir araya getirilerek, sözde iki dile hitap eden uyduruk bir sözcük türetilmiş. Buna benzer diğer bir örneği de BEST VAN kelimelerinde görüyoruz. Bu kelimeler Van’daki bir otobüs şirketinin ismi. BEST=İngilizcede “en iyi” anlamındadır. “Van” ile ise İngilizcedeki “bir” anlamına gelen ONE’ın yerine kullanılmış.
Prof. Dr. Esma Şimşek’in Eurovision yarışmalarında ülkemizden katılan pop şarkıcıların neden genelde İngilizce ve bazen de içerisinde birkaç kelime Türkçe bulunan şarkı sözleri ile katıldıkları eleştirisine, ben de katılıyorum. Yarışmalara İngilizce katılmakla belki üst sıralara tırmanabiliyoruz. Ancak dilimizi de uluslararası yarışmalarda kullanmamakla, diğer ülkelerin dilimizi kullandırmama emellerine farkında olmadan destek veriyoruz. Dilimizi kullanmayarak ya da içine yabancı kelimelerin serpiştirildiği cümleler kurarak, dilimizin bozulmasına katkı sağlamış olmuyor muyuz?
Kendi öz dillerini kullanma bağlamında iki ülkeyi çok milliyetçi görüyorum. Fransız ve Almanlar çok iyi İngilizce bilmelerine karşın, toplantılarda kendi dillerini kullanmayı tercih etmektedirler. Hatta bununla ilgili bir anım da var. 1977 yılında Elazığ’daki Sun-Ova Yağ (şu andaki ismi Karadeniz Birlik) Fabrikasında montör mühendis ve tercüman olarak çalışıyordum. Biri Belçikalı ve diğer ise Fransız olan iki mühendisle birlikte montaj işlerini yapıyorduk. Belçikalı ve ismi Eric olan mühendis ile Almanca konuşuyorduk. Fransız mühendis ise çok iyi İngilizce bilmesine karşın, İngilizce konuşmak yerine benim Fransızca öğrenmemi istiyordu. Tek kelime Fransızca bilmiyordum ve beni Fransızca öğrenmeye mecbur tutuyordu.
Yerel gazetelerimizde Türkçe dil bilgisi kurallarına uyulmadığına veya farkına varılmadan birçok yanlış kelimenin kullanıldığına sıkça rastlıyoruz. “Haberi olmaması” anlamına gelen “Bihaber” yerine “Birhaber” yazıldığı durumlar oluyor. Bu yanlışlıkların yapılmasının nedeni, gazeteyi yayına hazırlayan çalışanların eğitim düzeylerinin yeterli olmaması, ya da yazılanların okunmadan gazetenin baskıya gönderilmesidir.
TRT sunucusu Zafer Kiraz’ın ilköğretimden yüksek öğretimin sonuna kadar her kademede diksiyon derslerinin okutulması görüşüne ben de katılıyorum. Maalesef yerel şiveler ve kelime vurgularını gerektiği yerde yapamadığımız için, bazen konuştuklarımız anlaşılmayabiliyor. Türkçemizi korumak ve mümkün olduğunca yabancı kelimelerden arınmış bir Türkçe kullanılmasını sağlamak için herkesin gayret göstermesi gerekir. Aksi takdirde dilimiz günden güne yozlaşacak ve kuşaklar arasında anlaşma çok daha zor olabilecektir.