Prof. Dr. Asaf Varol
avarol@firat.edu.tr
Doğu Anadolu Sayısal TV Teknolojileri Semineri 1 Ağustos 2010 tarihinde Elazığ Öğretmenevi Konferans salonunda yapıldı. İletişim alanında televizyon ve radyo yayıncılığı bağlamında çok önemli konuların işlendiği bu seminerde IPTV, sayısal karasal yayıncılık, kablo yayıncılığı, İnternet temelli yayıncılık vb konular ele alındı. Bu seminerin diğer bir özelliği de RTÜK üyeleri Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, Dr. Zahid Akman ve Taha Yücel’in bu seminere katılmış olmaları idi. Protokol konuşmacıları arasında bana da söz verilmişti. İletişim Fakülteleri Dekanları Yürütme Kurulu Koordinatörü olarak söz alırken, iletişim fakültelerinin gelişmesinin önünde engel olarak gördüğümüz yeni RTÜK yasasının 37 inci maddesi aleyhine görüş bildirmek zorunda kaldım.
RTÜK tarafından hazırlanan “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı” başlıklı kanun tasarısının Frekans planlaması ve tahsis başlıklı 37 inci maddesinde “Kamu kurumlarının ikaz, duyuru ve eğitim maksadıyla karasal radyo veya televizyon yayını yapma talebinde bulunmaları halinde; bu talepler yapacakları protokol çerçevesinde, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumundan hizmet alınarak karşılanır. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu haricindeki kamu kurumlarına kanal veya frekans tahsisi yapılmaz.” ifadesi yer almaktadır. Bu yasa şu anda TBMM komisyonlarında görüşülüyor. RTÜK, İletişim Fakültesi Dekanlarının tümünün ısrarla talep ettiği mevcut 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanunun 24 üncü maddesinde yer alan “….., radyo-televizyon bölümleri bulunan iletişim fakültelerine yerel bazda frekanslar ve kanallar ücretsiz olarak tahsis edilir.” hakkının saklı tutulmasını görmezden gelmekte ve yeni yasa ile üniversitelerin karasal yayın yapma hakkını ortadan kaldırmak istemektedir.
Seminerde Fırat Televizyonunun Türkiye’nin İlk Yerel Üniversite Televizyonu olduğunu, ne tür zorluklarla bu televizyonunun bugünkü hale gelebildiğini dile getirdim. İletişim fakültelerinin karasal TV ve radyo yayınları yapmalarının, öğrencilerin eğitimi için önemini vurguladım. Benden sonra protokol konuşmasını yapan Dr. Zahid Akman, iletişim fakültelerine neden karasal yayın hakkı vermediklerini şöyle savundu. Üniversite televizyonlarının kamu desteği aldıkları için yerel özel televizyonlar karşısında avantajlı olduklarını, ülkemizde birçok iletişim fakültesi bulunduğunu ve her iletişim fakültesinin TV ya da radyo yayını yapmak isteyeceklerini ve reklam pastasından pay almalarının özel yerel televizyonları güç duruma soktuğunu belirtti.
Dr. Zahid Akman’ın bu söylemlerine katılmak mümkün değildir. Üniversite televizyonu olarak bizim diğer yerel televizyonlara maddi bağlamda rakip olmamız asla söz konusu olmamıştır. İşte Fırat TV 19 yıldır yayında. Elazığ’daki diğer yerel TV’lerle sürekli diyalog içinde olmadık mı? Hatta ilk yerel üniversite televizyon olması nedeniyle, diğer yerel televizyonlar yayına başladıklarında Fırat TV’den yetişen elemanlardan ve fikirlerinden yararlanmadılar mı? Fırat TV ilk kurulduğu yıllarda reklam almıştır, ancak 2002 yılında yasal hale geldikten sonra kesinlikle reklam geliri sağlamamıştır. Sadece bazı programlarımıza sponsorluk yapanlar çıkmıştır. Bu da stüdyoya kanepe, masa, sandalye şeklinde olmuştur. Şu anda İletişim Fakülteleri sayısı 56 rakamına ulaşmıştır. Ancak televizyon yayını yapan sadece Fırat, Selçuk, Erciyes, Atatürk üniversiteleridir. Dile getirildiği gibi her üniversite TV ya da radyo yayını yapamamaktadır. Televizyon stüdyosunun alt yapısını kurmak kolay mı?
RTÜK üyelerinin, özel yerel televizyonları maddi bağlamda korumak amacıyla yeni taslak yasada üniversitelerin karasal TV ve radyo yayınları yapmasını engelledikleri net biçimde anlaşılmıştır. Peki, iletişim öğrencisinin elindeki laboratuarını, stüdyosunu, çalışma atölyesini alarak alanlarında daha az bilgi dağarcığı ile yetişmelerine sebebiyet verdiklerinin acaba farkında mıdırlar? Öğrenci kendi programlarını hazırlayıp sunarak adeta kamuoyu önünde sınav verirken, şimdi uygulamasız teorisyenler olarak iletişim camiasına katılacaklar. TRT kanalı üzerinden eğitim yapabilecekleri yönündeki yukarıda belirtilen taslak kanun maddesi de çalıştırılamaz. Çünkü TRT ile protokol yapılacak ve hizmet alımı gerçekleştirilecektir. TRT hizmeti sunarken de öyle büyük rakamlar telaffuz edecek ki hiçbir üniversite bu bütçeyi bulamayacak veya Maliye Bakanlığı bu tür bir kaleme para konulmasına müsaade etmeyecektir.
RTÜK’ÜN bu tasarrufunu vahim bir durum olarak yorumluyorum. RTÜK üyelerinin bahane gösterdiği nedenler gerçeği yansıtmıyor. RTÜK’ÜN yasayı iletişim fakültelerinin aleyhine değiştirerek, bu alandaki eğitime vurduğu darbeyi yıllar sonra kamuoyu çok daha net görebilecektir. Taslak kanunu hazırlayan RTÜK üyeleri de bu tasarrufları nedeniyle ileride kamuoyu vicdanında mahkûm edileceklerdir.
Yorum (1)
Alvin| 5 Temmuz 2024
Hello there, just became aware of your blog through Google, and found that it’s
truly informative. I am gonna watch out for brussels. I will appreciate
if you continue this in future. Numerous people will be benefited from your writing.
Cheers!