Prof. Dr. Asaf Varol
varol.asaf@gmail.com
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ev sahipliğinde 3. Uluslararası İletişim Sempozyumu Stratejik İletişim Yönetimi adıyla 5-7 Haziran 2014 tarihleri arasında Bişkek’te yapılacak etkinlik için yollardayım. Bu sempozyuma Kırgızca, Türkçe, Rusça ve İngilizce bildiriler sunulabilmektedir. Katılımcı listesine bakıldığında farklı ülkelerden ilginç bildirilerin sunulacağı görülüyor. Ben de bu sempozyuma, Sosyal Medyada Yayımlanan Tapelerin Toplumsal Etkileri başlıklı bir bildiri sunmak üzere katılıyorum.
Bilindiği üzere 17 Aralık 2013 rüşvet ve yolsuzluk soruşturması olarak gündeme bomba gibi düşen ses kasetleri, kamuoyunu günlerce meşgul etmişti. Üstelik bu ses kayıtlarının 30 Mart 2014 yerel seçimler öncesi yayımlanmış olması, kamuoyunu oldukça etkileyeceğini gösteriyordu. Sosyal medyaya her gün yeni bomba tesiri yapan ses kayıtları düşüyordu. Taraflar karşılıklı birbirlerini suçlarken, sade vatandaş kime inanacağını şaşırmıştı.
Tabi adli bilişim alanında ABD’de geçen sonbaharda Sam Houston State Üniversitesinde bir yarıyıl ders verince, dersin konuları arasında ses analizi ile kişinin kimliğinin nasıl tespit edilebileceği konusunda da uygulamalar yapmıştım. Aralık ayı içerisinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmalar Youtube’da yayınlanıyordu. Hemen ilgili ses dosyasını bilgisayarıma indirmiş ve analizini yapmıştım.
Ses analizinde kullandığım yazılım Audacity idi. Bu yazılım açık kodlu olup herkes tarafından ücretsiz kullanılabilmektedir. Günlerce ses konuşmaları ile ilgili analiz yapıp gerçekten de söz konusu konuşmaların Başbakan ile oğluna ait olup olmadığını araştırdım. Bunu yapabilmek için de daha önceden gene sosyal medyada yayınlanmış önceki seslerin de analizine ihtiyaç vardı. Bunları da gene kolayca Youtube’tan indirdim.
Wilmington Üniversitesinden Joshua Marpet isimli öğretim elemanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen konuşmaların montaj olup olmadığı konusunda bir rapor yayımlamıştı. Aslında Marpet bu raporu kendisine gelen bir talep üzerine yapmıştı. Birileri kendisine konuşmaları servis etmiş ve kaydın montaj olup olmadığı konusunda bir rapor düzenlemesini talep etmişti. Joshua Marpet büyük bir ustalıkla öyle bir rapor hazırlamıştı ki ne şiş yansın ne kebap misali bir görüş bildirmişti. Sonuçta kendisine iletilen ses kayıtlarında “bir montajın olmadığı bir kayda benziyor” diyor. Bu cümleyi yazarak, söz konusu konuşmanın montajlanmadığını, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında gerçek bir konuşma olduğunu ima etmeye çalışırken, hemen akabinde de ses kaydının orijinalinin üzerinde bir analiz yapılmadığı sürece, montajlanıp montajlanmadığının söylemeyeceğini belirterek, topu taca atmış oluyordu.
Bu rapor taraflarca kendi leylerine yorumlanmıştı. Ama kafalarda soru işaretleri bitmemişti. Bu konuşmalar montaj mı değil mi? Türkiye’den de çeşitli görüşler ortaya atıldı. Sonuçta kimse net bir sonuç üretemedi diyebilirim.
Biliyorum şimdi sizler merak ediyorsunuzdur. Acaba benim yaptığım analizler neyi işaret ediyor. İşte ben bu konuda Bişkek’te bir bildiri sunacağım ama ben de bildiride Joshua Marpet’in raporu ile Devlet Bahçeli hakkında ATV’de yayımlanan görüntülü konuşmalarda Abdullah Öcalan ile ilgili söylediği iddia edilen sözlerin temeline ineceğim ve bu ses tapelerinin toplumu nasıl etkilediğini anlatacağım.
Ama şu kadarını açıkça söyleyebilirim. Ülkemizde bu ses analizini yapabilecek kişiler var. Ama eminim ki Joshua Marpet’in talebi gibi onlar da konuşmaların kaydedildiği ilk orijinal versiyonunun kendilerine ulaştırılmasını isteyeceklerdir. Bu da mümkün olmayacağına göre, bu muamma devam edip gidecektir.
Kaynak: http://www.gunisigigazetesi.net/y-7126-b-BISKEK-YOLUNDA.html