Prof. Dr. Asaf Varol
varol.asaf@gmail.com
Haziran ayı, üniversite öğrencileri için sınavların yoğun yapıldığı bir aydır. Öğrenciler bu ay içerisinde 5 ayrı kategoride sınava girmektedir. Lisans yerleştirme sınavı adı altında yapılan bu sınavların adı aşağıda verilmiştir:
LYS-1: Lisans Yerleştirme Sınavı-1 (Matematik), LYS-2: Lisans yerleştirme Sınavı-2 (Fen-Bilimleri), LYS-3: Lisans Yerleştirme Sınavı-3 (Edebiyat-Coğrafya), LYS-4: Lisans Yerleştirme Sınavı-4 (Sosyal Bilimler) ve LYS-5: Lisans Yerleştirme Sınavı-5 (Yabancı Dil). 2016 yılında bu sınavlar 18-19 ve 25-26 Haziran tarihlerinde yapılmaktadır.
İletişim Fakültelerine hangi puan türü ile öğrenci alınması gerektiği, İletişim Fakültesi Dekanı olarak göreve başladığım 2000 yılından beri tartışılan bir konudur. Yurtdışına gideceğimden ötürü, 2004 yılında İletişim Fakültesi Dekanlığı görevinden ayrılmıştım. Ancak, iletişim fakülteleri dekanları ile birlikteliğimiz hala etkin bir biçimde sürmektedir. Çünkü İletişim Fakülteleri Dekanlarının kendi aralarında İLDEK adıyla oluşturdukları Yürütme Kurulunun daimi üyesiyim. Dolayısıyla bu alandaki tüm gelişmeleri yakından biliyorum.
İletişim Fakültelerini tercih eden öğrencilerin analitik düşünce becerisine sahip olması, bu alandaki teknolojinin hızla gelişmesi nedeniyle arzu edilen bir durumdur. Artık 1950-60lı yıllardaki iletişimciler ile günümüz iletişimcileri arasında, bu alandan mezun olanlardan beklenen özellikler çok farklılaşmıştır. Görsel iletişim alanı hızla gelişmektedir. Çünkü bu alandaki teknolojiler öyle hızlı değişiyor ki, artık cep telefonu ile canlı yayın kolaylıkla yapılabilmektedir. Örneğin, Facebook üzerinden bir etkinlik anında canlı yayınlanabilmekte, o canlı yayına bağlanan herkes o etkinliği izleyebilmektedir.
İletişim Fakülteleri mezunlarının hangi puan türü ile öğrenci alması gerektiği konusu nedense iletişim fakülteleri dekanlarına sorulmuyor. Çünkü sorulmuş olsaydı, iletişim fakülteleri dekanlarını temsil eden İLDEK’in bu konudan haberi olurdu.
İLDEK her yıl bir üniversitenin ev sahipliğinde toplanıyor ve iletişim fakültelerinin sorunlarını tartışıyor. 5 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi ev sahipliğinde toplandık. Gündem maddelerinden birisi de hangi puan türü ile iletişim fakültelerine öğrenci alınmasının uygun olacağı konusu idi. Toplantıya katılan dekan ya da temsilcilerinin tümü oybirliği ile TM-3 puan türü ile öğrenci alınmasının uygun olacağı konusunda öneri niteliğinde karar aldılar. İLDEK toplantılarının sonuç bildirgeleri basında yer alıyor ve İLDEK’in web sayfasında da yayımlanıyor. Ayrıca bu toplantıların sonuçları mutlaka ilgili kuruluş ve kurumlara gönderiliyor. Bu kurum ve kuruluşlar: Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığı, Basın İlan Kurumu, Anadolu Ajansı, TRT, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’dür.
Hangi bölümlerin hangi puan türü ile öğrenci alacağına Yükseköğretim Kurulu karar veriyor. Komisyonlar kuruluyor ve komisyonların aldığı kararlar doğrultusunda puan türleri değiştiriliyor. İletişim fakülteleri, 2016 yılı öncesinde TS-1 puan türü ile öğrenci alıyordu. TS-1 ne demektir? YGS ve LYS (LYS-3+LYS-4) sınavlarında hangi alandan soruların geldiğini aşağıdaki tablodan görebiliriz.
YGS | LYS (LYS-3+LYS-4) | ||||||||
Puan türü | Türkçe | Sosyal Bilimler | Temel Matematik | Fen Bilimleri | Türk Dili ve Edebiyatı | Coğrafya-1 | Tarih | Coğrafya-2 | Felsefe grubu (Din Kül. Ve Ahlak Bil) |
TS-1 | 13 | 12 | 10 | 5 | 15 | 8 | 15 | 7 | 15 |
TS-2 | 18 | 11 | 6 | 5 | 25 | 5 | 15 | 5 | 10 |
Analitik düşünce beceri fazla olan öğrenciden kastımız matematik sorularının daha fazla sorulduğu puan türüdür. İletişim fakülteleri TS-1 puan türü ile öğrenci alırken, derslerdeki başarıları zaten arzu edilenin çok altındaydı. İLDEK olarak başarıyı artırmak için bizler TM-3 puan türü üzerinde ısrar ediyorduk. YÖK ise 2016 yılında aksine TS-2 puan türüne geçerek, temel matematik alanının soru sayısını daha da düşürdüğü bir tablo sundu. Bu tasarrufun sonucu, iletişim fakültesine analitik düşünce becerileri daha düşük öğrenci gurubunun tercih edeceği şeklinde yorumlanabilir. Peki, İLDEK neden TM-3 puan türünde ısrar ediyor? Bunu anlamak için de aşağıdaki tabloya bakmak gerekiyor.
YGS | LYS (LYS-3+LYS-4) | |||||||
Puan türü | Türkçe | Sosyal Bilimler | Temel Matematik | Fen Bilimleri | Matematik | Geometri | Türk Dili ve Edebiyatı | Coğrafya-1 |
TM-3 | 15 | 10 | 10 | 5 | 18 | 5 | 28 | 9 |
TM-3 puan türü için soruların geldikleri alanlar göz önünde bulundurulursa, bu guruba giren öğrencilerin analitik düşünce becerilerinin daha fazla olduğu öğrencileri kapsadığı anlaşılır. İletişim fakültelerini tercih eden öğrencilerin, bu beceriye sahip olmaları gerekir ki teknolojik gelişmelere adaptasyonları kolay olabilsin.
Acaba neden iletişim fakültelerine özellikle analitik düşünme becerileri zayıf olan öğrencilere hitap eden puan türü ile öğrenci alınmasında ısrar ediliyor diye sorularsa, benim kafamdaki cevaplar şunlardır.
1. Liselerde TS (Türkçe-Sosyal) sözel ağırlıklı derslerin yer aldığı bölümler bulunmaktadır. Liselerde 9. Sınıfların alan seçerken TS bölümünü tercih etmeleri halinde, bu öğrenciler çok az matematik dersi alırlar. Hatta bazı okullarda hiç matematik dersi okumayabilirler. Bu bölümler, TM’lerle (Türkçe-Matematik) eşit sayıda Türkçe dersi almaktadır. Aynı zamanda daha fazla sayıda sosyal derslerle muhatap olurlar. Bu bölümdeki öğrenciler fizik, kimya, biyoloji, geometri tür dersler almazlar. Liselerin bu bölümlerinden mezun öğrencilerin üniversitelerde seçebilecekleri en önemli fakülte, iletişim fakülteleridir. Bu puan türü (TS) ile öğrenci alan bölümler ÖSYS kılavuzundan kaldırılırsa, liselerin TS bölümlerden mezun öğrencilerin tercih edebilecekleri üniversite programlarının az olacağı kaygısı yaşanmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki TS bölümleri kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. TS puan türünde ısrar edilmesinin bence temel nedenlerinden biri bu durumdur.
2. Yükseköğretim Kurulu bünyesinde puan türleri ile ilgili karar veren komisyon içerisinde muhtemelen İletişim alanından gelen birileri bulunmamaktadır. Bu nedenle komisyon çalışmalarında iletişim fakültelerinin öğrenci profili hakkında fikir yürütülememektedir ve bu fakülteleri ilgilendiren kararlar da diğer alanlardan gelen üyelerin görüşleri doğrultusunda şekillenmektedir.
3. Son yıllarda radyo ve televizyon alanında meslek kursları, sertifika programları açan ve bu yöntemle gelir sağlayan meslek birlikleri ve kuruluşlar bulunmaktadır. Bazı meslek kuruluşlarının iddiası, iletişim fakültelerinin alanın istediği seviyede eğitim veremedikleri, mezunlarının iletişim alanındaki becerisizlikleri nedeniyle kendilerinin bu eksikliği kapattıkları görüşündedir. Bu guruba giren oluşumların bazıları; mesleki yeterlilik sınavları, radyo televizyon sektöründe çalışan ya da çalışmak isteyen adayları Kurgu Yönetmeni, Televizyon Teknik Yönetmeni vb. alanlarda ücretli eğitime tuttuklarını biliyoruz. Bu birlikler için mesleki yeterlilik sertifika programlarına kayıt yaptırıp aldıkları eğitim sonrasında medya kuruluşlarına yerleştirilebilmektedir. İletişim fakülteleri için bu tasarrufun adı, “İletişim Fakülteleri arzu edilen düzeyde kaliteli bir eğitim verememekte, bu eksikliği biz tamamlıyoruz” anlamını taşımaktadır. Bu durum iletişim fakültelerini kanımca itibarsızlaştırmaktadır. Eğitim Fakültesinden mezun bir öğretmene bir meslek kuruluşunun pedagoji eğitimi vermesi ve sonrasında istihdam edilmesi nasıl kabul edilecek bir durum değilse, iletişim fakülteleri mezunlarının da meslek birlikleri tarafından sertifika programına tabi tutulması sonrasında istihdam edilebilmesi, bence kabul edilemez bir tasarruftur.
İlgililere aşağıdaki soruyu sormak istiyorum. Kamu Yönetimi, Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, Uluslararası İlişkiler ve Yerel Yönetimler programları dahi, YÖK’te alınan bir karar sonucunda TM-3 puan türüne geçirildiler. Bu programların iletişim fakültelerinden daha fazla analitik düşünceye sahip öğrencilerin okuması gerektiğine karar veren mekanizmanın, iletişim fakültelerini TS puan türlerinde dolaştırması kabul edilemez…
Sonuç olarak iletişim fakülteleri dekanlarının oluşturdukları ve her yıl bir araya gelip bu fakültelerin sorunları tartıştıkları bir oluşumun, öneri niteliğinde almış oldukları puan değişimi kararını görmezden gelenlerin, gerçek niyetlerinin yukarıda açıkladığım nedenlerden kaynaklanabileceği endişesini taşımaktayım. Umarım yanılıyorumdur.
Kaynak: http://www.gunisigigazetesi.net/y-8670-b-ILETISIM-FAKULTELERININ-PUAN-TURU-MUCADELESI.html