İletişim Fakülteleri Dekanları Ankara’da Toplandı

Prof. Dr. Asaf Varol

Bilindiği üzere İletişim Fakülteleri Dekanları uzun yıllar mücadele vererek radyo-televizyon bölümleri bulunan iletişim fakültelerinin yerel yayın yapma hakkını elde etmişti. Bu hakkın geri alınmak istenmesi, iletişim fakültelerinin eğitim ve öğretimini olumsuz etkileyeceği açıktır.

3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluşu ve Yayınları Hakkındaki Kanunun 24. maddesinde “…radyo-televizyon bölümleri bulunan iletişim fakültelerine yerel bazda frekanslar ve kanallar ücretsiz olarak tahsis edilir. ….” hükmü, yeni hazırlanan kanun taslağından kaldırılmıştır. Yapılacak değişiklikle iletişim fakültelerine sadece kapalı devre yayın izni verileceği duyumunu alınca, İletişim Fakülteleri Dekanları Yürürtme Kurulu olarak, iletişim fakültelerinin aleyhine olan bu durumu durdurmak amacıyla girişimlerde bulunduk. Bu kapsamda aralık 2007 ayında İstanbul’da Aydın Doğan Vakfı Genç İletişimciler Ödül töreninde RTÜK Başkanı Dr. A. Zahid Akman ile birkaç dekanımız görüşerek, doğacak muhtemel sıkıntıları kendilerine aktarmışlardı.

İletişim fakültelerinin yerel bazda radyo-televizyon yayınları yapmalarının avantajlarını RTÜK’ten sorumlu Devlet Bakanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Aydın’a ve RTÜK Üst Kurul Üyesi Sayın Taha Yücel’e anlatmak ve bu kanun maddesinde yapılmak istenen değişikliği engellemek için; 31 Ocak 2008 Perşembe günü Ankara’da bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya İletişim Fakülteleri Dekanları Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Haluk Geray (Ankara Üniversitesi), Genel Sekreter Prof. Dr. Asaf Varol (Siirt Üniversitesi) , Üye Prof. Dr. Peyami Çelikcan (Maltepe Üniversitesi), Prof. Dr. Korkmaz Alemdar (Gazi Üniversitesi), Prof. Dr. Ahmet Tolungüç (Başkent Üniversitesi) Prof. Dr. Hülya Yengin ve Yrd. Doç. Dr. Kerim Karagöz (Kocaeli Üniversitesi), Prof. Dr. Suat Anar (Yeditepe Üniversitesi), Prof. Dr. Sevim Akten (Atatürk Üniversitesi), Prof. Dr. Ünsal Yetim (Mersin Üniversitesi), Prof. Dr. Hasan Kürüm (Fırat Üniversitesi) ve Doç. Dr. Neşe Kas (İstanbul Üniversitesi) katıldılar.

Katılımcılar sırası ile söz alarak kanunda yapılmak istenen değişikliğin sebebiyet verebileceği aksaklıkları anlattılar. Gelişen ve modernleşen iletişim teknolojileri yüzünden, iletişim fakülteleri mezunlarının sahip olaması gereken koşulların değiştiği, birçok iletişim fakültelerinde uygulamalı eğitime geçildi, bazı üniversitelerimizin televizyon ve radyo yayınları yapabilmek için büyük yatırımlar yaptıkları, uygulamalı eğitim yapan mezunların özel sektörde iş bulmalarının kolaylaştığı ve en önemlisi eğitimin önemli bir padaşı olan “uzaktan eğitimin” tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bazı üniversitelerimizde kullanıldığı ve yaygınlaştığı dile getirilmiştir.

Uzaktan eğitim vermenin alt yapısının oluşturulmasında televizyon ve radyo yayınlarının büyük önem arz ettiği anlatılmış, dünyada bazı üniversitelerin yaptıkları televizyon ve radyo yayınları örnek gösterilmiştir. Televizyon ve radyo yayınlarının dijital yayın sitemine geçtiklerinde, bazı illerimizde hüküm süren frekans paylaşım probleminin giderilebileceği, şu anda analog yayında mevcut olan sıkıntıların bertaraf edileceği vurgulanmıştır.
Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın, artık yerel yayınların bir kısmının ulusal yayın gibi uydudan yayın yaptığını, yerel medyanın ciddi sorunlarının olduğunu, yerel medyada kullanılan dilin yarattığı sıkıntıların bulunduğunu, bu salonda yerel medya mensupları ile görüştüğünü, medyadan sorumlu olmadığı zamanlarda dahi yerel medya mensupları ile toplantılar yaptığını, “Bir dokun bin ah işit” misali birçok sorunlarının varlığını bildiğini belirtmiştir. Yeditepe Üniversitesinin yayınlarının kesilmesi dile getirildiğinde, Bakan Aydın bazı yerlerde ciddi sorunların olduğunu söylerken, bu durumu da kastettiğini vurguladı. Problemlerin TBMM Genel Kurulu’na kadar gittiğini, iletişim fakültelerinin bu sorununun da kurulda ele alınacağını ve imkanlar dahilinde çözüm bulmaya çalışacaklarını söyledi.

RTÜK üyesi Sayın Taha Yücel ise en temel sorunun özel yayıncılığın başladığı yıllarda bir kanunun olmamasından kaynaklandığını belirterek, 1994’de 3984 sayılı yasa ile RTÜK’ün kurulduğunu ve o dönemlerde kendisinin teknik bir eleman olarak RTÜK’e girdini, 1995 yılında analog radyo ve televizyonların frekans planlamalarını bitirdiklerini, daha sonra yerel televizyonlarla ilgili ihalelerin başladığını ve TRT’nin canlı yayınında ihalelerin yapıldığını, tüm yerel televizyonlara frekans tahsisi yapılacak duruma gelindiğini, ancak 28 Şubat döneminin gelmesiyle Başbakanı Sayın Mesut Yılmaz’ın imzasıyla ihalelerin durdurulması yönünde bir yazı aldıklarını, ilk yapılan Milli Güvenlik Kuruluna RTÜK’ün katılmasının istendiğini ve ulusal televizyonlar dışında hiçbir tahsisin yapılmamasının bildirildiğini belirtti. 1996 yılında ihalelerin iptal kararı çıktığını ve 2000 yılına kadar Ulusal Güvenlik belgelerinin hiçbir kuruluşa verilmediğini söyledi. Neden verilmediğini kendisinin de bilmediğini, ancak daha sonra sakıncalı olduğu düşünülen yayın kuruluşlarının tümüne Ulusal Güvenlik Belgelerinin verildiğini, bu nedenle de önceki ihalelerin neden iptal edildiği anlaşılamadığını söylemiştir.

2002 yılındaki kanun değişikliğinden itibaren frekans planlaması RTÜK’ten alınarak bu yetkinin Telekomünikasyon Üst Kuruluna verildiğini, Telekominikasyon Üst Kurulu frekans tahsislerini yapıp RTÜK’ün onayına sunacağı bir süreçte, bu defa sayısal yayına geçildiğini, sayısal yayına geçildiği için analog yayıncılıkta frekans tahsisinin yapılmasının anlamının kalmadığını vurgulayan Yücel; mevcut yasada “iletişim fakültelerine frekans tahsis edilir” ifadesinin yer aldığını, ancak örneğin İstanbul’da boş frekans yoksa tahsisin mümkün olamayacağının açık olduğunu vurgulamıştır. Sayısal yayına geçildiğinde dahi frekans tahsisinde zorluklarla karşılaşılacağını belirtmiştir.

Yayıncılıkta büyük şehirlerde farklı sıkıntıların olduğunu, büyük illerde analog-sayısal yayınlara bir süre devam edinilmesinin zorunluluğunun bulunduğunu, pek çok devlet kurumunun “Ben de yayın yapmalıyım” ihtiyacı ve talebinin olduğunu belirten Taha Yücel; ünivesitelerin yayınları ile ilgili gözlemlerinin çok olumlu olduğunu, Kayseri’ye gittiğini oradaki yerel televizyonlar içinde en beğendiği yerel yayının Erciyes Üniversitesi televizyonu olduğunu söylemiştir.

Yerel televizyonların birçoğu ile ilgili şikayetlerin bulunmadığını, denetlemelere başladıktan sonra durumun çok daha iyi anlaşılacağının görüleceğini, yeni yasa ile birlikte kamuya ait TRT’in dahi denetim altına alınacağını belirtmiştir. Özel yayıncılara gelir getirici yayın yasağı konulduğunu, iletişim fakülteleri yayınlarının denetleme sürecinde bir ihlal olduğunda, bu tür sorunları nasıl çözüleceğinin iletişim fakülteleri dekanları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği üzerinde duran Yücel; “Örneğin bir öğrenci canlı yayında suç unsuru bir söylemde bulunursa, müeyyidesi ne olacak?, adil ve düzenli bir yapının düşünülmesi gerektiği üzerinde durmuştur.

Yeni yasada iletişim fakültelerinin sadece kapalı devre değil, kablolu yayın yapabilme durumunun da düşünüldüğünü, ancak belki bu düşüncenin de yeterli olmayabileceğini, ara bir çözümün geliştirilmesi gerektiğini, frekans sıkıntısı olmayan yerlerdeki iletişim fakültesi yayınlarının sürdürülmesinde fayda olacağını belirtmiştir. Taslak üzerinde çalışıldığını ve kaybedilmiş bir vaktin olmadığını, ama işin denetim boyutunun da çok dikkatli irdelenmesi gerektiğini söylemiştir.

Yasa üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Sonuç olarak şayet iletişim fakülteleri dekanları fakülteleri ile ilgili yasa değişikliğinin üzerine gitmezlerse, kazandıkları hakkı kaybedecekleri endişemi kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.

YAZIYI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir